baysa didim ambalaj 1
  BAYSA DİDİM AMBALAJ SAGLIK KÖSESİ
 

Ani olarak hastalanan veya kazaya uğrayan kimseye anında, olay yerinde ve çevre imkanlarından yararlanılarak  yapılan, tıbbi olmayan geçici müdahaleyeİLKYARDIMdenir.

  İLKYARDIMDA AMAÇLAR : 1-  Hayat kurtarmak2-  Durumunu korumak  3-  Sakatlıkları önlemek      İLKYARDIMDA  6 SAFHA : 1-Tedbir (İlkyardımcının  kendisinin ve kazazedenin güvenliğinin sağlanması)2-Teşhis3- Tedavi4- Telekomünikasyon (haberleşme)5-Triaj (öncelikli kazazedenin belirlenmesi)6- Taşıma  İLKYARDIMCIda  bulunması gereken özellikler :   1- Her zaman tedbirli olmalıdır  2- Soğukkanlılığını korumalıdır  3- Cesaret gösterilerinden ve emin olmadığı uygulamalardan kaçınmalıdır    İLKYARDIM’ da haberleşebilecek telefon numaraları :                    110 İtfaiye                   112 Ambulans                  114 Zehir Danışma Merkezi (Sağlık Bakanlığı)                      154 Trafik polisi                    155 Polis imdat                  156 Jandarma imdat   ECZADOLABInda bulundurulması gereken malzemeler    1- Üçgen sargı bezleri ( 1, 2 , 3 , 4)   2- Rulo sargı bezleri   3-Steril gazlı bezler 4- Flaster  5- Çengelli iğneler  6- Pamuk   7- Yara bandları   8- Antiseptik solüsyonlar (Batikon/Mersol 50 ml/100 ml )  9- Turnike lastiği *  10- İlkyardım rehberi  11- Ağrı kesici   İLKYARDIM ÇANTASInda yukarıdaki malzemelere ek olarak bulundurulacaklar :  12- Tebeşir  13- Makas 14- Cep feneri 15- Kağıt, kalem 16- Boyunluk (servikal kollar)   * Turnike lastiği gerekli değildir; onun yerine, üçgen sargı bezi, kravat veya herhangi bir  kumaş parçasını kullanmak daha uygundur.    YAŞAM ZİNCİRİ
 
HAYATTA KALMA HALKALARININ OLUŞTURDUĞU ZİNCİR
            (European Resuscitation Council Guidelines for Resuscitation 2005'den alınmıştır)
 
Kalbi aniden duran kişinin yaşamasını sağlayacak birbirine bağlı etkinlikleri kapsayan sıralamaya Yaşam(hayatta kalma) Zinciri denilmektedir.
Erişkinler için yaşam zincirini oluşturan bu etkinlikler sırasıyla:
  1. Aciliyetin fark edilmesi,
  2. Acil tıp hizmetlerinin(112) haberdar edilmesi,
  3. Hemen temel yaşam desteğine başlanması,
  4. K/H nin hemen defibrile edilmesi ve hemen ileri yaşam desteğinin uygulanmasıdır.
 
   
(Circulation 2005;112:IV-156-166IV-)
 
Bebek ve çocuklar için oluşturulan yaşam zincirinde;
  1. Kalp ve solunum durmasına yol açabilecek koşulların önlenmesi,
  2. Hemen TYD ne başlanması,
  3. Hemen acil tıp hizmetlerinin (112) haberdar edilmesi
  4. Hemen ileri yaşam desteğinin uygulanması yer almaktadır.
 
(Circulation 2005;112:IV-156-166IV-)
 
Hastanede ise,
  1. Hastanın durumunun aciliyetinin kısa zamanda fark edilerek,
  2. Hemen tıbbi acil ekibin haberdar edilerek müdahale edilmesinin, önemi artık çok iyi bilinmektedir. 
Önceki yeniden canlandırma rehberlerinde, canlandırma sonrasındaki bakım hakkında çok az bilgi içermekteydi. Kalp durması sonrası geri döndürülen komadaki hastaların kendi dolaşımlarının başlamasından sonraki ilk saatler ve ilk birkaç gündeki tedavileri çok farklılık göstermektedir.
 
SOLUNUM SİSTEMİ VE SUNİ SOLUNUM
Solunum Sistemi,üst solunum yolu (ağız, burun, boğaz ) ve alt solunum yolundan ( larenks, trakea, bronşlar, akciğerler ) oluşmaktadır. Diyafragma, göğüs kafesi kasları ve yardımcı solunum kasları, solunumun  düzenli olmasını sağlarlar

SOLUNUM SİSTEMİ
Vücudu oluşturan tüm hücreler yaşamlarını sürdürmek için bir dizi kimyasal işlemler yaparlar, bu işlemlere  METABOLİZMA  denilmektedir. Metabolik işlemler esnasında her hücre oksijen ve glikoz  kullanır;  karbondioksit ile diğer atık maddeleri üretir:
                 ( Glikoz ) C6H1206 +  6 O2  ®  6 CO2 +  6 H2O +  Enerji  
Görüldüğü gibi kimyasal işlemlerin olabilmesi için oksijene gereksinim vardır. Ayrıca hayati organlara ( kalp, beyin gibi ) birkaç dakika oksijen gitmediği takdirde hücrelerde hasar oluşmaktadır. 
Soluduğumuz  hava normalde  % 21 oksijen, % 78 azot, % 1 oranında diğer gazları içermektedir. Biz soluduğumuz havada bulunan  % 21 oranındaki oksijenin sadece     % 5-6 sını  kullanırız.
Oksijen yokluğunda görülebilecek sorunlar:
                                        0 -1.dakikada kardiyak hassasiyet ( aritmi vb.)
                                        1 -4.      “       beyinde hasara eğilim
                                        4 -6.      “       beyin hasarı başlar
                                        6 -10.    “       beyin hasarı artar 
                                            10 +  “       geri dönüşsüz beyin hasarı  
Oksijenin atmosferden alınıp hücrelere iletilmesi iki sistemin iyi çalışmasına bağlıdır;   1- solunum sistemi, 2- dolaşım sistemi dolaşım)
Solunum yolu, solunum, dolaşım veya kalp fonksiyonlarında oluşabilecek herhangi bir bozukluk beyin hasarı veya ölümle sonuçlanabilir.
SOLUNUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Normalde solunum kendiliğinden, sessiz, ağrısız, kolaylıkla gerçekleşir. Solunum sayısı  değişmekle  beraber genellikle erişkinde 15-20 kez/dk, çocukta  20-30 kez/dk, bebekte 30-40 kez/dk arasındadır, normal solunum yüzeysel veya derin değildir.
SolunumBAK-DİNLE-HİSSETyöntemiyle saptanır. Bak, göğüs kafesi kalkıyor iniyor mu ? Dinle, soluk sesi duyuluyor mu ? Hisset, soluk yanağa geliyor mu ?  Bu soruların yanıtları olumsuzsa ya da ağza  burna ayna veya cam tutulduğunda buharlaşma olmuyorsa solunum yok demektir. Solunum durduğunda dokular oksijenlenemeyeceği için dudaklar ve tırnaklar  siyanotiktir (morarmıştır). 
SOLUNUM İLE İLGİLİ SORUNLAR VE OLASI NEDENLERİ:
Solunum hızlı ve yüzeysel ise, nedeni : egzersiz, koşma, ateşli hastalıklar, şok, zehirlenme vb. olabilir.
Solunum  derin, zorlanarak, kesik kesik ise,nedeni : solunum yolu kısmen tıkalı ya da akciğer sorunu olabilir.                                                     
Kişi konuşamıyor, öksüremiyor ve refleks olarak iki eliyle boğazını tutuyorsa , nedeni:soluk yolu  yabancı cisimle tıkanmıştır.  Bir süre sonrada bilinç kaybı gelişir.

SUNİ SOLUNUM
Bir kazazedenin yanına varıldığında ilk önce ABC kontrol edilerek sürekliliği sağlanmalıdır.
A ( Airway ) : Soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
B ( Breathing ): Solunumun varlığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
C(Circulation):Dolaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
A ( Airway ), soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürdürülmesi:
Bilinçsiz ya da yerde yatan bir kişiye rastlandığında, öncelikle kişi omuzlarından hafifçe sarsılarak “iyi misiniz ? “ sorusu sorulmalıdır. Yanıt alınamıyorsa, hemen baş-çene yöntemiyle baş geriye yatırılır.
Başa pozisyon verme nedeni : Bilinci kapanan kişilerde kaslar gevşer; kökü alt çeneye bağlı bir kas olan dil, geriye kayarak soluk yolunu tıkayabilir. Baş geriye yatırıldığında çene yukarı kalkar, bu esnada ona bağlı olan dil de yükselir ve soluk yolu açılır.
BAŞ-ÇENE POZİSYONU: Baş, bir el ile alından desteklenirken diğer elin parmakları ile de çeneden desteklenerek, nazikçe, iyice geriye doğru yatırılır. Böylece soluk yolunun açılması sağlanır . Bu pozisyon, kazazedenin boyun omurlarında zedelenme olasılığı olsun ya da olmasın uygulanabilir.
B ( Breathing ), solunumun varlığının saptanması ve sürdürülmesi:
C (Circulation),dolaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürdürülmesi: *
Nabza bakılmadan hemen göğse bası ve suni solunum şeklinde TYD uygulanır (2005 kurallarından önce nabza bakılırken sağlık personeli dışındaki kişilerin bakması artık önerilmiyor).
* Bu konu ayrıntılı olarak dolaşım konusunda anlatılacaktır.   
KOMA YATIŞI / POZİSYONU: Soluk yolu açık, solunumu ve dolaşımı olan kişide, kusma veya kanama ( ya da olasılığı) varsa baş yana çevrilir. Boyun omurlarında zedelenme varsa, kişi yan çevrilir. Böylece dilin geriye kayması, kusmuk ya da kanamanın soluk yolunu tıkaması önlenmiş ve soluk yolunun sürekliliği sağlanmış olur.                                                              
Suni solunum, solunumu olmayan kişinin yapay olarak solutulmasıdır. Kişinin başına pozisyon verildikten sonra ( baş-çene), alından elin baş ve işaret parmaklarıyla burun kanatları sıkıştırılır, diğer elin üç parmağı çeneyi desteklerken; nefes alınır, hastanın ağzı iyice kavranır ve nefes üflenir(balon şişirir gibi). Elinizin altında varsa soluturken koruyucu kullanmanızda yarar var, son yıllarda anahtarlık şeklinde satılmaktadır..
Suni solunum üç yoldan gerçekleştirilebilir: 1-Ağızdan ağza, 2-Ağızdan burna, 3-Ağızdan ağza ve burna.
Ağızdan ağza suni solunum,genellikle en çok tercih edilen yoldur. Kişinin ağzı iyice kavranmalıdır ve burun delikleri iyice kapatılmalıdır ki etkili olsun.
Ağızdan burna suni solunum,kişinin ağzı sıkıca kapatılmalıdır. Önerildiği durumlar:
Hastanın ağzını açmak mümkün değilse,
- Yüzdeki ciddi yaralanma nedeniyle ağızdan soluk verilemiyorsa,
- Hastanın dişleri yoksa ve bu nedenle soluk verirken ağız kavranarak kapatılamıyorsa ve verilen hava dışarı kaçıyorsa,
- Sizin tercihinizse. 
Ağızdan ağza ve burna suni solunum, ağız - burun mesafesinin kısa olması nedeniyle bebeklerde uygulanır.

Yabancı cisim tıkanmaları, genellikle birşey yerken veya içerken gülme ya da ani hareket etme sonucu ortaya çıkabileceği gibi, çocukların oyun oynarken cisimleri ağız ve burunlarına sokmaları sonucunda da görülebilmektedir.  
** Tıkanma nedeniyle kişi öksürüyorsa hiçbir girişim yapılmadan gözlenir. Ta ki aşağıdaki belirtiler görülene kadar :
 ** Kişi iki eli ile boğazını kavramışve  panik halinde ise, siyanotik görünümün yanı sıra aşırı zorlanarak nefes almaya çalışıyorsa, hemen müdahale edilmesi gerekir. Eğer kısa sürede müdahale edilmezse bilinç kaybı ve ölüm meydana gelebilir.konuşamıyor, öksüremiyor,
Yabancı cismi çıkarmak üzere uygulanan yönteme Heimlich ( Subdiyafragmatik -, batından  itme ) manevrası denilmektedir.  
ERİŞKİNDE VE ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM TIKANMALARINDA MÜDAHALE AŞAMALARI
Bu aşamalar, bir yaşın üstündeki çocuklardan itibaren her yaş grubuna uygulanabilir:
1. Eğer kişide hafif soluk yolu tıkanması bulguları varsa,
ØÖksürmeye devam etmesi için kişi teşvik edilir, başka bir şey yapılmaz.
2. Eğer kişide şiddetli soluk yolu tıkanması bulguları varsa ve kişinin bilinci açıksa;
ØSırtına beş kez aşağıda anlatıldığı şekilde vurun
F    Tıkanan kişinin, hafifçe sırtına doğru olacak şekilde yanında durun
F    Bir elinizle kişinin göğsünden desteklerken, kişinin mümkün olduğunca öne doğru eğilmesini  söyleyin ki, tıkanmaya neden olan yabancı cisim bu şekilde soluk yolundan aşağı gitmek yerine ağza doğru hareket etsin
F    Diğer elinizi topuk kısmıyla, kürek kemiklerinin arasından 5 kez sert şekilde vurun
ØYabancı cisim tıkanması, bu 5 darbenin her birinin etkisiyle açılmış mı, kontrol edin. Sert vuruşların amacı beş sayıdan ziyade tıkanmayı açmaktır
ØEğer sırttan vurulan beş darbe ile yabancı cismi çıkarma çabaları başarılı olamamışsa, aşağıda belirtildiği şekilde, beş kere “karından itme” uygulayın:
F    Tıkanan kişinin arkasına geçerek, kollarınız (kişinin) üst karın bölgesine(ÇN:göbek çukurunun yukarısına) gelecek şekilde kişiyi sarmalayın
F    Kişinin öne doğru eğilmesini sağlayın
F    Yumruk haline getirdiğiniz bir elinizi, göbek çukuru ile ksifoid çıkıntı arasındaki boşluğunortasına yerleştirin
F    Diğer elinizle, önceki koyduğunuz elinizi kenetleyerek; içe ve yukarı doğru sert darbeler uygulayın
F    Beş kere tekrarlayın
ØTıkanma halen açılmadıysa, beş kez sırttan vurma ve beş kez karından itme şeklinde devam edin
3. Tıkanan kişinin herhangi bir anda bilinci kapanırsa:
Ø       Bilinci kapanan kişiyi destekleyerek yere yatırın
Ø       Hemen 112 yi arayın
Ø       TYD ne başlayın (bölüm 5b deki erişkin TYD basamaklarına göre)
 
Yabancı Cisim Tıkanması ile Oluşan Hafif Soluk Yolu Tıkanmaları
Öksürme, yüksek ve sürekli bir basınç oluşturarak yabancı cismi dışarı atmaya çalışır. Öksüren kişilere uygulanacak sırttan vurma, karından itme ve göğüs basısı; ciddi sorunlara yol açabilecek olasılıklardır ve hatta soluk yolu tıkanmasının daha kötüleşmesine neden olabilirler. O nedenle bu uygulamalar şiddetli soluk yolu tıkanmalarına saklanmalıdır. Hafif tıkanmalarda kişi göz önünde tutulmalı tıkanıklık geçene ya da şiddetli soluk yolu tıkanması oluşana kadar.    
Yabancı Cisim Tıkanması ile Oluşan Şiddetli Soluk Yolu Tıkanmaları
Tıkanma sonucu boğulmalarla ilgili klinik veriler, çoğunlukla, geriye dönük ve fıkra/kısa hikayeler niteliğindedir. Bilinci açık erişkinlerle, 1 yaşın üstündeki çocuklarda oluşan tam YCT ile ilgili vaka kayıtları, sırttan vurmanın, karından itmenin ve göğse bastırmanın ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Aşağı yukarı olguların % 50 sinde, tek yöntem kullanılarak soluk yolu açılamamıştır. Oysa, sırttan vurma, karından itme ve göğüsten itme uygulamaları birlikte kullanıldığında daha başarılı olunmuştur. Anestezistlerin gönüllü olarak gerçekleştirdikleri iki (prospektif) araştırma ile kadavralar üzerinde yapılan araştırmalarda; yapılan kıyaslamada göğüsten itmede karından itmeye göre soluk yolunda daha yüksek basınç oluştuğu saptanmıştır.
Göğüsten itme ile göğse bası aynı gibi olsalar da; YCT nedeniyle bilincinin kapandığı bilinen ya da YCT nedeniyle kapandığından şüphelenilen kişilere, TYD başlanmasının gereği kurtarıcılara öğretilmelidir. TYD esnasında, soluk yolunu açarken, yabancı cismin çıkma olasılığı nedeniyle her seferinde, kişinin ağız içi, zaman kaybına fırsat vermeden kontrol edilmelidir.
Tıkanma şüphesi olmayan bilinç kapanmalarında ve kalp durmalarında TYD uygulanırken, ağız içini alışkanlı haline getirip kontrol etmek gereksizdir.
Heimlich manevrasını kişi kendi kendine de uygulayabilir; bir sandalyenin arkalığına göbeğin üstündeki boşluktan abanarak yabancı cisim çıkarılabilir.
  ** Bebeklerde(1 yaşın altında),  karaciğeri yaralayabileceği için, heimlich manevrası önerilmemektedir.
Bebeklerde yabancı cismi çıkarmak üzere, bebeği önkolunuza yüzüstü yatırıp elinizle çenesinden kavrayın; kolunuzu üstbacağa dayayın bebeğin başı aşağı doğru olacak şekilde (yerçekimini sağlamak üzere, bakınız:şekil) tutup, kürek kemiklerinin ortasından diğer elinizin topuk kısmıyla 5 kere sert ve hızlı darbeler vurun. Sonra Vurduğunuz el ile bebeğin başını kavrayıp kolunuzu bebeğin sırtına dayayıp (sandviç gibi görünecek) bebek o kol üzerene sırt üstü yatırılır ve göğüs basısında olduğu gibi 5 kere bası yapılır. Yabancı cisim çıkana, bilinci kaybolana, yardım gelene kadar 5 sırt 5 göğüs basısı olarak devam edilir. 

Boğulma, suya batma nedeniyle nefessiz kalma sonucunda  meydana gelen ölüm olarak tanımlanmaktadır. Kişinin, suda paniğe kapılması sonucunda boğulma olayı meydana gelir. Kişi paniğe kapılınca, soluk yoluna az miktarda da olsa tatlı (ya da tuzlu) su kaçması durumunda boğazdaki larenks kasları kasılır. Vücut akciğerlere daha fazla su girmemesi için refleks olarak bu yolla korunur, ancak bu kasılma nedeniyle akciğerlere hava girişi de engellendiğinden kişi havasız kalır ve bilinci kapanır. Bir süre sonra kaslar gevşer ve kişi sudan kurtarılamadıysa akciğerlere su girişi gerçekleşebilir.
Boğulmak üzere olan bir kişi görüldüğünde suda kurtarma konusunda eğitim alınmamışsa kurtarma esnasında sorun yaşanabilir, paniğe kapılmış kişi kurtarıcıyı suya çekerek onun da boğulmasına neden olabilir. O nedenle, suda paniğe kapılmış kişiye önce ip, simit gibi nesneler atılabilir, dal veya kürek gibi nesneler uzatılarak tutunması sağlanabilir veya kayık, su motoru gibi araçlarla ulaşılmaya çalışılır. Paniğe kapılmış kişiye daima sırttan yaklaşılmalıdır. Eğer eğitim almamışsanız ve yalnızsanız; boğulmak üzere olan bir kişi gördüysseniz, önerilen: kişi bilincini kaybedene kadar bekleyin ve ondan sonra sudan kurtarın.
İlkyardım yapmak için kişi mutlaka en kısa zamanda sudan çıkarılmalıdır. Ondan sonraki yapılacak işlemler:
ABC değerlendirilmesi ve ABC nin devamlılığının sağlanmasıdır (baş pozisyonu verilmesi, solunumu yoksa: TYD başlanması >suni solunum, göğse bas). Kişinin üstünün örtülmesi, şoka girmemesi açısından çok önemlidir. İlkyardımcı tek başınaysa, sudan kurtardığı kişiye, önce 2 dakika TYD ( 30 göğüs basısı ve 2 solutma şeklinde; 5 döngü) yaptıktan sonra hemen 112 yi aramalıdır.                                                     
Şayet boğulma, bir dalma kazası sonucu gelişmişse,  boyun omurlarının korunması unutulmamalıdır.  En kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir.
Bu anlatılanlar ilkyardımcılar içindir; cankurtaranlar  bu konuda daha ayrıntılı eğitim aldıklarından soluk vermeye suda bile başlayabilirler.
DOLAŞIM SİSTEMİ VE KALP MASAJI
 
Dolaşım sistemi; arterler, arterioller, kapiller, venüller ve venlerdenoluşan birbirine bağlı tüplerin oluşturduğu karmaşık bir sistemdir.
Kalp, bu sistemin içinde, itici bir güç olarak merkezde yer almaktadır. Kan, kalbin oluşturduğu basınçla tüm vücudu dolaşır. Kalp, yaklaşık olarak kişinin yumruğu büyüklüğünde, içi boş, kastan oluşan bir organdır. Septum denilen bir duvarla ortadan sağ ve sol  olarak önce ikiye, bunlar da  tekrar üst ( atrium→kulakçık ) ve alt ( ventrikül→karıncık ) olmak üzere ikiye bölünür; toplam dört boşluktan oluşur.
Vücuttan dönen kirli kan sağ kulakçığa, sağ kulakçıktan sağ karıncığa geçer, sağ karıncıktan da temizlenmek üzere pulmoner atardamarlarla akciğerlere  taşınır. Akciğerlere ulaşan kan  CO2 - O2 değişiminden sonra pulmoner toplardamarlar vasıtası ile vücuda pompalanmak üzere sol kulakçığa, oradan sol karıncığa geri taşınır, sol karıncıktan da aorta vasıtası ile vücuda dağıtılır. Kulakçık ile karıncık (Atrium ile ventrikül) arasındaki akışlar, geri dönüşe izin vermeyen kapaklar tarafından kontrol edilmektedir. Kanın geri dönüşünü önleyen bu sistemler sayesinde dolaşım sistemi tek yönde hareket ederek normal akışını sürdürür (arter:atardamar; kapiller:kılcaldamar; ven: toplardamar).
 
KALP DOLASIMI FLASHINI iZLEMEK iCİN TIKLAYINIZ!!!
 
Nabız : kanın sol karıncıktan büyük atardamarlara pompalanması sırasında, uç noktalardaki atardamarlarda (periferik arterlerde) oluşturduğu dalgalanmadır. Kalp atışının uçtaki atardamarlardan (periferik arterlerden) hissedilmesine NABIZ  denir.
Normalde nabız (kalp atım hızı/sayısı) erişkinde 60-90 kez/dk, çocukta 80-100 kez/dk, bebekte 100-120 kez/dakika civarındadır.                                                                  
 
Nabız alınan noktalar: Boyun (karotis arter, şah damarı), el bileği (radiyal arter), kasık (femoral arter), dirsek içi (brakiyal arter), diz arkası ( popliteal arter), ayak üstü, kulak önü, şakak vd.
  * Bebeklerde nabız, dirsek çukurunun hemen yukarısından, kolun iç kısmından ( brakiyal arterden ) alınabilir .
**  Şah damarından canlı kişilerin nabzı alınmaz; 5 saniyeden uzun süre ve çift taraflı kesinlikle bastırılmaz aksi halde kalp zarar görür (bradikardi gelişir).Önceleri, solunumu durmuş ve nabzının da olmadığı varsayılan kişilerde nabız kontrolü için şah damarından bakılıyordu, ancak 2005 yönergelerine göre bu kaldırıldı..
***  Nabız alınırken, damarın üzerine çok hafif ya da fazla bastırılırsa, nabız hissedilmeyebilir.
  
Kan basıncı (arteryel tansiyon ), kanın arterlerden geçerken arter duvarına yaptığı basınçtır. Sol ventrikülün ( karıncık) kasılarak kanı aortaya  pompalamasına  SİSTOL ( büyük tansiyon, maksima ), gevşeyerek kanla dolmasına ise DİYASTOL ( küçük tansiyon, minima ) denilmektedir.
Kan basıncının ortalama değerleri erişkinde 110-120 / 70-80 mmHg, çocukta 90 / 60 mmHg, bebekte 70 / 50 mmHg’dır.
Kan basıncı, kolda dirseğin 3 cm üstünden, bacakta ise diz üstünden ölçülür.
 
 
KALP BASISI
 
Eğer nabız alınamıyor, gözbebekleri büyümüş ve ifadesiz ise, kalp durmuş demektir ve yeniden çalışması için hemen girişim yapılmalıdır. Kalbin yeniden çalışması için yapılan girişime KALP MASAJI  denir.
Kalp masajının yapılabilmesi için kalbin tamamen durduğundan emin olunmalıdır.
 
 YAVAŞ TA OLSA ÇALIŞAN KALBE ASLA MASAJ YAPILMAZ !
 
UYGULANIŞI: Tüm yaş gruplarında göğüs kemiğinin alt yarısına, göğüs kemiği şekilde bastırılır. Burada dikkat edilmesi gereken, göğüs kemiğinin(sternumun) ucundaki ksifoid denilen kıkırdak çıkıntının üzerine bastırılmamasıdır. Aksi halde bastırıldığında kırılabilecek bu çıkıntı iç organlara zarar verebilir. O nedenle sternumun alt ucu bulunup el onun yukarılarına yerleştirilmelidir. Önerilen: elinizi göğüs kemiğinin !!!  tam ortasına yerleştirinüçte bir oranında içe çöktürülecek
Yardım gelene kadar, kazazede/hasta (K/H) hareket edene kadar ya da siz tükenene kadar TYD ne devam edilir.
 
ERİŞKİNDE(8 yaş üstü) : Sternumun ( göğüs kemiğinin ) 1/2 alt kısmına veya sternumun alt ucunda yer alan ksifoid denilen  çıkıntının iki parmak üstüne uygulanır. Uygulamacı  hastanın yanına, göğüs kemiğine paralel olarak diz çöker. Elinin topuk kısmını ksifoidin iki parmak üstüne yerleştirir. Diğer elinin topuk kısmını da o elin üzerine yerleştirir. Kollarını bükmeden, omuzdan kuvvet alarak göğüs kemiğini, göğüs yüksekliğinin üçte biri içeri çöktürülecek (4-6 cm) kadar bastırır.
 
 
 
TEMEL YAŞAM DESTEĞİ (TYD)
 
CPR - KARDİYOPULMONER RESÜSİTASYON
 
TYD/CPR, kalp masajı ( KM ) ve suni solunumun ( SS ) birlikte, tek veya iki kişi ile yapılmasıdır.
 
TEK KİŞİ VEYA İKİ KİŞİ İLE TYD: Önce iki kurtarıcı soluk verilir. Sonra sıra ile 30 göğüs basısı ve 2 suni solunum olacak şekilde, döngü (30:2 ) iki dakika 5 kez tekrarlandıktan sonra eğitimi alınmışsa, AED varsa 1 kere şok verilir ardından hemen 30:2 şeklinde devam edilir. TYD, kişi dönene, yardım gelene yada yapan tükenene kadar sürdürülür.
 
 
DİKKATİNİZE:2005 resüsitasyon toplantılarından sonra, AHA(ABD) ve ERC(AVRUPA) GUİDELİNES olmak üzere iki yeni yayın ortaya çıkmıştır. Bu yayınlara göre bazı farklılıklar var. Algoritmalarda da görüleceği gibi biri solunum yoksa hemen göğüs basısına başlatırken diğeri 2 soluk sonrası göğüs basısına başlatıyor. Her ikisinde de ilkyardımcı (sağlık personeli hariç) nabız kontrolü yapmıyor. Her ikisinde de AED haricinde ara verilmeden TYD sürekli yapılıyor. Çocuklarda-bebeklerde ERC beş soluk vermeyi önerirken, AHA 2 soluk vermeyi öneriyor.  O nedenle iş akış şemalarını izlerken bu farklılıklar gözünüze çarparsa bu kaynakların farklılığındandır.
 
DİKKATİNİZE : Yurt dışında uzun yıllardır ilkyardımcılar tarafından portatif defibrilatör ya da asıl adıyla automatic external defibrillation(AED) uygulanmaktaydı. Ülkemizde çok sıcak bakılmayan bu uygulama 2005 kararları doğrultusunda ülkemizde de öğretilmek durumundadır. Algoritmalarda gördüğünüz AED uygulamaları sizi şaşırtmasın bunlar ilkyardımcılara yönelik uygulamalardır. AED iş akış şeması için tıklayın.
 
                                   TYD  için uygulama tablosu :
 
YAŞ GRUBU
Erişkin
Çocuk
Bebek
TYD / Suni Solunum
 
8 yaş üstü
1-8 yaş
1-12 ay
 
ADIMLAR
 
 
 
Bilinç düzeyini sapta
SOLUK  YOLU
(Baş pozisyonu)
Baş-çene
Baş-çene,
Baş-çene
 
SOLUNUM
Bak-dinle-hisset
Bak-dinle-hisset
Bak-dinle-hisset
Solunumu  değerlendir
Solunum yoksa, suni solunumu başlat(*)
 Her biri bir saniye sürecek şekilde

 2 soluk verilir

Her biri bir saniye sürecek şekilde

 5 soluk verilir

Her biri bir saniye sürecek şekilde

 5 soluk verilir

Solunumu varsa,
koma pozisyonu ver
Suni solunum sayısı

(Sağ.per. için)

En az,dakikada
8-10
en az,dakikada
12-20      
en az,dakikada
12-20
 
Yabancı cisim
Tıkanmasında
Uygulamalar                
5 sırttan darbe

5 karından itme

5 sırttan darbe

5 karından itme

5 Sırttan darbe
   5 göğüsten bastırma
 
 
 
 
DOLAŞIM
 
 
 
 
Nabız alma
 YOK
 YOK  YOK
Solunum yoksa,

30 göğüs basısı

2 suni solunum 

Göğse bası
Uygulanacak yer
Göğüs kemiğinin      tam ortası  /  iki memebaşının ortasına Göğüs kemiğinin    tam ortası /  iki memebaşının ortasına Göğüs kemiğinin     tam ortası /  iki memebaşının ortasına
 
Göğüs basısının
 Uygulanışı
İki el tabanı üst üste konarak 
Tek veya iki

el tabanı ile

2 parmak ile
 
Dakikadaki (ortalama)sayısı (sağ.per.için)
100 kez
100 kez
100 kez
 
Kalp masajı  /
Suni solunum oranı
30 : 2
30 : 2 30 : 2
 
                                   AVRUPA YENİDEN CANLANDIRMA (ERC) KURULU, 2005 YILI YENİDEN CANLANDIRMA REHBERLERİne uygun değiştirilmiştir. 
 
KURTARICI İÇİN TEHLİKE VAR MI?
TYD esnasında, hem kurtarıcı hem K/H için güvenlik en önemli unsurdur. Sadece tüberküloz ve SARS(akut respiratuar distres sendromu) gibi enfeksiyonların tespit edildiği tek tük verilere bakarak, kurtarıcıların TYD ni uygulamaktan çekindiği bilinen birkaç olay mevcut. TYD esnasında HIV bulaşması ile ilgili bildirilen herhangi bir veri yok. TYD nde soluturken kullanılan koruyucu araçların (barrier devices) etkinliği konusunda insanlarla yapılmış çalışmalar yok; ancak tek yönlü kapağı olan çeşitli filtrelerin ve koruyucu araçların, ağızdan ağza suni solunum yaparken K/H nın ağzındaki bakterilerin kurtarıcıya geçmesini önlediği laboratuar çalışmalarıyla gösterilmiştir. Kurtarıcılar, TBC veya SARS gibi bilinen bir bulaşıcı hastalığı olan hastalarda uygun bir koruyucu kullanmalıdır. Eğer SARS salgını veya benzeri bulaşıcı salgın varsa kurtarıcıların enfeksiyon kontrolü önlemlerine tam olarak uymalıdırlar.



KANAMA VE KANAMALARIN KONTROL  ALTINA ALINMASI :
 
Kanama, tartışmasız, belli başlı acil sorunlardan biridir. Kanama mutlaka kısa sürede belirlenmeli ve ciddiyeti değerlendirilerek, kontrol altına alınmalıdır. 
Kanın damar dışına çıkmasına KANAMA (HEMORAJİ) denir. İç ve dış kanama olmak üzere ikiye ayrılır.
İç kanamalar gözle görülemediklerinden, belirlenmeleri ve en kısa zamanda hastaneye ulaştırılmaları önemlidir. Halbuki dış kanamalar gözle görülebilir ve durdurulma yöntemleri ile kontrol altına alınabilirler. Kanama başlangıçta halsizlik yapar, eğer kontrol altına alınmazsa şok ve ölüm gelişebilir.
Normal bir erişkinin vücut ağırlığının ortalama 1/13’ ünü kan oluşturmaktadır. 70 kg’ lık bir kişide 5-6 lt civarında kan bulunduğu varsayılmaktadır. % 10 oranındaki kan kaybı (ortalama erişkinde 600 ml, çocukta 200-300 ml, bebekte 25-30 ml ) oldukça tehlikelidir. Kanama nedeniyle kaybedilen kan miktarına göre kişide oluşabilecek belirti ve bulgular için TIKLAYINIZ.
 
Kanamaların Sınıflandırılması :
 I- Kanamanın meydana geldiği yere göre :           
      1-  İç kanama
      2-  Dış kanama
 
II- Kanayan damarın cinsine göre :
    1- Atardamar (arter) kanaması : Parlak kırmızı renklidir, kalp atımı ile eşzamanlı fışkırır
    2- Toplardamar (ven) kanaması : Koyu kırmızı renklidir, devamlı akar
    3- Kılcaldamar (kapiller) kanaması : Devamlı, yavaş, sızıntı şeklinde akar.
 
**  Kısa sürede fazla miktarda kan kaybını vücut dengeleyemez (tolare edemez) ve şok gelişir. Oysa az miktarda ve uzun zaman süresi içindeki kan kaybını vücut kısmen de olsa dengeleyebilmektedir. Örneğin: kan verme işleminde  500 ml kan, 10 - 15 dakika gibi bir zaman zarfında ve kontrollü olarak alındığından, vücutta herhangi bir sorun oluşturmamaktadır.
 
1- İÇ KANAMA
 
İç kanamanın vücut dışında en sık görülen belirtileri ezikler ve çürüklerdir. Bu  belirtiler yumuşak doku içine kanama olduğunun göstergesidir. İç kanamalar, gözle görülemeyen kanamalar olmasına rağmen, dışa açılan bir iç organda meydana gelmişse, daha kolay ve çabuk fark edilirler; örneğin : mide, akciğer, böbrek kanamalarında olduğu gibi. İç kanamayı düşündüren bulgular genellikle hipovolemik şoka ait bulgulardır.
 
İç kanama bulguları :
 
- Nabız zayıf ve süratlidir (ipliksi)
- Deri soğuk ve nemlidir (yapışkandır)
- Gözler donuk, gözbebekleri genişlemiş ve ışık refleksi zayıftır
- Hastada genelde susuzluk hissi ve huzursuzluk vardır
- Bulantı, kusma olabilir
- (Geç bulgu: Kan basıncı düşer)
 
İlkyardım: Herhangi bir vurma, çarpma, darbe sonrası bu belirtiler söz konusuysa, bu durumda yapılacak en doğru şey, kişiyi bir an önce hastaneye ulaştırmak olmalıdır. (bakınız: şok)
 
 
2- DIŞ KANAMA
 
Kanamayı durduran savunma mekanizmaları damarın kesilmesi sonucu hava ile temas edince faaliyete geçerek önce kesilen damar uçlarının büzülmesini sağlarlar. Daha sonra kesik damar uçlarında pıhtı oluşur, pıhtı büyüyerek damarı tıkar ve böylece kanama durur.
Vücuttaki pıhtılaşma mekanizmalarını dokular ve doku sıvıları uyarır. Normalde atardamar ve toplardamardaki kan, aradaki damar duvarı nedeniyle, doku ve doku sıvıları ile temas etmediğinden, damar yaralanmadıkça pıhtılaşma olmaz. Damar yaralandığında, kanama fazla olacağından pıhtılaşma gecikebilir, o nedenle pıhtılaşmayı hızlandırmak için kanama durdurma yöntemlerine başvurulur.
 
Dış kanamaları durdurma yöntemleri :
 
Parmakla (lokal, yerel) basınç (1, 2 )
-  Yaranın üstünde yer alan artere / damar köküne basınç (femoral arter, brakial arter, temporal arter, vd)
-  Elevasyon ( kanayan kısmın kalp seviyesinde veya üzerinde tutulması )
-  Turnike
-  Atelleme ( kanamayı doğrudan durdurma yöntemi değildir ! Kırıkların sabitlenmesi sonucunda  kanamanın da kontrol altına alınmasını sağlar ). 
 
İp, tel, ince sert lastik cilde zarar vereceğinden kesinlikle kullanılmaz.
Üçgen sargı bezi, çorap, kravat veya herhangi bir enli kumaş parçası ile turnike yapılabilir.
Turnike en fazla iki  saat uygulanabilir. Gevşetme süresi ilk bir saatte 10- 20 dakikada bir, sonraki bir saatte ise 5-10 dakikada bir olmalıdır. Gevşetme süresi  turnike uygulanan yerin, yaralı kısma olan uzaklığı ile ters orantı olmalıdır. Mesafe uzunsa, gevşetme süresi kısa olmalıdır. Turnike gevşetildiğinde, lokal basınç yapılmalı ve cilt normal rengine döndüğünde, turnike yine sıkılmalıdır.
 
DESTEKLEME (ATELLEME) : Yaralı kol veya bacaklardaki kanamaların çoğu, kırılan kemiğin sivri uçları ile kasların yırtılması ya da kırılan kemiğe yakın damarların yırtılması  sonucunda  meydana gelir. Kol veya bacak sabitlenmezse, hasar ve kanama devam eder. Ekstremitenin (kol veya bacak ) sabitlenmesine destekleme denilmektedir. Kırık kemik uçları kontrol altına alındıklarında kanama da azalacaktır.
 
 
EPİSTAKSİS (BURUN KANAMASI) :
 
Kafatası kırığı, darbe sonucu oluşan yüz yaralanmaları, sinüzit, enfeksiyon, burun anomalisi, yüksek tansiyon, kanama bozuklukları gibi nedenlerle oluşabilir.
 
İlkyardım:
- Kişi dik oturtulur, başı hafif öne eğilir ve burun kanatlarından iki parmakla bastırılır.
- Burna, alna ve enseye soğuk ıslak bez konarak lokal soğutma ile kanama kontrol altına alınabilir.
- Özellikle endişeli ve yüksek tansiyonlu kişilerin sakinleştirilmesi önemlidir.
 
Kanamaların tanımında kullanılan bazı terimler :
 
HEMATEMEZ   :  Kusmuk ile kan gelmesi
HEMOPTİZİ      :  Öksürükle kan gelmesi
HEMATOM       :  Deri altında yumuşak dokuda kan birikimi ile oluşan yumuşak kitle
EKİMOZ             :  Deride siyah ve mavi renk değişikliği; morluk,çürük.
MELENA           :  Katran gibi siyah dışkı
HEMATOŞEZİ  : Rektumdan parlak kırmızı kanama
HEMATÜRİ       : Kanlı idrar 
 
BAYSA DIDIM AMBLAJ LIDER MARKA
.
 
  Bugün 1 ziyaretçi (22 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol